11 Şubat 2007

Kuzgunum Pardon Şahinim!

Günlerdir beklediğim haber hala gelmemişti. Evde telefon olmadığından iletişim de kuramıyordum. Şimdi telefon gelir düşüncesiyle bulunduğum karakoldan da uzaklaşamıyordum. Bir süre bahçede oyalanıyor gazete ya da kitap okumaya çalışıyordum ama olmuyordu. Bir kuzum ve köpeğim vardı, hediye. Bazen bunların oyunlarını izliyor, bazen de çoğu ilkokul mezunu hatta okuma yazmayı acemi birliğinde öğrenmiş olan askerlerimle sohbet ediyordum. Çok kez de karakolun muhaberat odasına gidiyor devriyedeki arkadaşları ve diğer köylerdeki iki karakolumla görüşüyordum. Tabi bu bahaneydi. Aklım hala gelmeyen haberdeydi.

Nihayet 14 Şubat sabahı beklediğim haber geldi. Telefonun diğer ucunda Erdal vardı ama hatların eski olmasından dolayı sesi duyulmuyordu. O güzel arkadaşım Uzunköprü’deki tabur merkezine telefon açmış, oradaki görevli Meriç’teki birliği, Meriç’te, karakolumun bulunduğu Küplü kasabasını arayarak bana ulaşılmıştı. Kulaktan kulağa oynadık. “Komutanım, arkadaşınız diyor ki…”.

Gelen haber üzerine hemen sivillerimi giydim. O heyecan arasında Meriç’teki komutanımdan gerekli yol iznini almayı da unutmadım. Bir taksi ile Meriç’e, minibüsle tabur merkezine ulaşıp izin belgemi kaptığım gibi ilk hareket eden İstanbul otobüsüne yolcu olmuştum. Benim tüm aceleme rağmen, geçtiğimiz köy ve kasabalarda eklenen yolcularla ve inenlerle tam bir kağnı hızı ile tamamlanmıştı yolculuk.

Yedi, sekiz saatlik bir yolculuktan sonra, O’nu gördüğümde saat 17’yi gösteriyordu. Dünya’ya merhaba diyeli 1 saat 55 dakika olmuştu. Çok çirkin bir şeydi. Küçücük kafası, muşmula gibi suratı ve birçok saçı vardı. Gözlerini bile görememiştim. Kucağıma aldığımda ellerim titriyordu. Bir tuhaf olmuştum. Daha öncede bebek kucaklamıştım ama bu bambaşka bir duyguydu. Ağzım kulaklarımda, kulaklarımın biri onda, diğeri bulutlarda, bulutlar odanın her yerinde. Saçlarına yakın alnından öptüm. Kokladım, süt kokuyordu.

Bir zaman sonra, süt kokusundan başka kokuları da bulaştırdığı bezleri alıp Erdal’la evin yolunu tuttuk. Bu büyük olayı içerek kutlamaya karar vermiştik. Bir ufak rakı yanına da mezeler aldık. Doğrusu mutluluktan ne yapacağımı bilmiyor o coşku ile evin içinde dolanıp duruyordum. Yemek yapıp sofrayı hazırlayan arkadaşıma yardım ettim. Güzel bir sofra hazırlamıştık. Beyefendimiz yarın eve gelecekti. Birden aklıma gelen bir düşünce ile sofrayı falan unuttum. Yarın için bezler yetersiz kalabilirdi. Hemen bir leğen bulup eve getirdiğim bezleri temizlemeye koyuldum. İşim çok zordu. Onca çabamın sonrasında bunu başardım tabi. Daha ilk günden babalık görevimi yerine getirmenin sevinci ile arkadaşımın yanına döndüm.

Beyefendi eve geldiğinde bezlerin hepsi yeni kokulara hazırdı. Bu durum başta beni olmak üzere herkesi mutlu etmişti. Ancak yıkarken sabun yerine deterjan kullandığımın öğrenilmesi ilk görevden çaktığımı ayan beyan ortaya çıkarmıştı.

20 yorum:

Adsız dedi ki...

Nasıl bir güzellik bu!Nasıl duygu yüklü bir babalık sizi kutluyorum.Çok etkilendim inanın.

Adsız dedi ki...

Bir de annelik bir başka, babalar anneler kadar hissedemezler derler... Diyenler; bunu okuyunca utanırlar umarım. Öyle güzel anlatmışsın ki beni 10 yıl önceye götürüp, Oğluşumun doğumunu hatırlattığın için teşekkürler.

Adsız dedi ki...

Şahane liriksel bir anlatım olmuş, klavyene bereket diyoruz:))

Bence Şahin'in ileri görüşlüymüş. Herne kadar 86'da Türkiye'de 14 Şubat kutlamaları olmasa da o bunun bir gün bu topraklara geleceğini ta o zamandan görmüş. Sevgiyi temsil eden anlamlı bir günde doğmak isteyince de seni birazcık bekletmiş:)) Bu ileri görüşlü insana burdan iyiki doğdun mesajlarımızı yolluyoruz.

Adsız dedi ki...

BENCE BU YAZIN COK ANLAMLI COK GÜZEL BIR DOGUM GÜNÜ HEDIYESI.

"DOGUM GÜNÜN KUTLU OLSUN ASLANIM VE GAYET YAKISIKLI OLDUKCA UZUN YEGENIM IYIKI DOGDUN NICE MUTLU YILLARA" AMCAN KOSOVALI

Unknown dedi ki...

oricim sevgililer günü benim için her nasılsa anlamsız bir gündü ama şimdi anladımki o günün değeri insanlarda farklıda olabiliyormuş.allah damatlığınıda torunlarıda göstersin.senin yazılarını okuyunca bazen bende elime kağıt kalem alıyorum yazmak istiyorum ama sonra yazarım diyorum.mutlu günleri yazarken aklım nedense hep üzüntülü günler takılıyo bende onları hatırlamamak için kağıdı bir yana kalemi bir yana atıp aman be sende diyorum ori ne güzel yazıyo onları oku ne işin var senin yazıp çizmeyle diyorum.

Adsız dedi ki...

İnsan yaşamındaki en önemli olaylardan birini öyle hoş anlatmışsınki,kızımı ilk gördüğümde yaşadıklarımı hatırladım.Bu arada oğlun çok yakışıklı sana benzemiyor:)Oğlunla birlikte nice güzel yıllara diyorum..
Sevgiler....sd

Cemre Kabaş dedi ki...

Çok düşünceli bir babasın:)Bir babanın bunları bu içtenlikle yazması ve insanlara açması mükemmel birşey...Sevgililer gününde bir insan dünyaya getirmek her babaya nasip olmaz:)Herkesin senin gibi düşünceli babası olsaydı dünya bu şekilde olmazdı.Unutmadan beni 2 hediye almaktan kurtardığın için ayrıca teşekkürler:P

Adsız dedi ki...

ozan küçükken çok şirindi.her çocuk gibi büyüdükçe şekli değişti.bazen diyorum çocuklar hiç büyümese onları göğsümüze bastırıp uyuyabilsek.ama olmuyor tabii.kızımda büyüdü artık değil kucaklamak taşıyamıyorum bile
.yeğeninden kayınçosundan kardeşinden kucak dolusu sevgiler

Adsız dedi ki...

ilk yeğenim ozan dünyaya geldiğini duyar duymaz ist la gittik onu görünce bayıldım.onunla ilgili anım ı hatırladım bir gece sen yoktun tlf ve eczane bulmak için annem ve ben dışarı çıktık saat 12-1 arası ve ist lu bilmiyoruz kar var neyse biz dönüşte yolumuzu kaybettik polisler dek geldide eve geldik bunu unutamam

Adsız dedi ki...

Ori cim ne guzel anlatmissin, bir suru keske...keske....dedirtti bana...cok guzel bir dogum gunu armagani olmus, buradan yakisiklinin dogum gununu kutlarim bende...ve seni de kutlarim duygulu bir baba oldugun icin

Adsız dedi ki...

Keske tum babalar cocuklarina olan duygularini ifade etmeye calisabilseler, sevgilerini keske arada bir gosterebilseler....

Adsız dedi ki...

Bence Ozan çok şanşlı birisi ona her zaman destek olan ve her daim sevgisini gösteren bir babası var ve en önemliside bu duygularını yazıya döken bir babası var,

jupiter dedi ki...

bu yazıyı en değerli hediyelerimin arasına koyuyorum baba (gitarlarımın yanına) neyle yazdıysan oraya sağlık, yok yok her yerine sağlık.

hep söylerdim ki ben dünyanın en önemli adamıyım çünkü dünyanın en müthiş adamının oğluyum. inanmazlardı , işte okusunlar görsünler:)

neyse kendimi oğlun olduğum için tebrik ediyorum ve doğum günlerimde doğum günümü değil, geçen yılların güzelliğini kutluyorum.

sayende

Adsız dedi ki...

En güzel yorum anlatımın kahramanından gelmiş, yazılarınız dışında yorumları okumakda ayrı bir keyif, her yorumdan farklı çıkarımlar, paylaşımlar, süper..
Bir evladın babası ile ilgili böyle güzel duygulara sahip olması her halde her iki taraf içinde en değerli hazine olsa gerek. Keşke herkes bu kadar şanslı olsa...
Nejla

Adsız dedi ki...

BU GÜZEL YAZINI OKUDUĞUMDA,
ELLERİMİ UZATSAM,YÜREĞİNE DOKUNABİLECEĞİMİ HİSSETTİM.

Adsız dedi ki...

meliha(bir dost)
Harika bir insansın..bir bebeğin dünyaya gelmesi bukadar tatlı anlatılır ancak..okurken çok duygulandım..kafamdan ve gözümün önünden neler geçti bilemezsin..oğlun çok şanslı böyle bir babaya sahip olduğu için...ve yüreğin çok güzel sevgi dolu bir insansın ki ozana sahip olmakta hoş anlamlı bir günde olmuş..yanlış değilse 14 şubat...içim geçmişle ilgili bir anıdan dolayı çok acıdı o güne ait..bense yıllar önce o gün kızımla ilgili bir acı anı hatırladım..neyse yüreğine sağlık tekrar..herşey gönlünce olsun..

hep dedi ki...

Sevgili Ori,
ben delillerin insanıyım,ip uçlarından yola çıkar kesin kanıtlara ulaşmayı severim.

Sevgili Sem'in blogunda şöyle bir iddiada bulunmuştunuz,
"Ben kim miyim?
O yakışıklının daha yakışıklısı tabi:))"
Oysa buraya bırakılan yorumlarda,sizi şahsen görüp tanıdığı aşikar olan Sevgili Sema bıraktığı yorumunda şöyle demiş:
"Bu arada oğlun çok yakışıklı sana benzemiyor:)"
Evet Sayın Bayım,delillerin tamamı aleyhinize.Görüldüğü üzere,Jüpiter,yani oğlunuz sizden yakışıklı olduğu için,daha iyi bir kutlama hakkını kaybetmiş bulunuyorsunuz:)))

Çoban tutulması ay tutulması,güneş tutulması gibi bir şey mi,tahmin edilebilir bir tarih mi acaba diye araştırdım,sadece şuna rastladım:

http://www.cinal.org/DORT_MEVSİM.htm

Ama burdan da bir sonuca varıp ,doğum gününü çıkaramadım:)Bu yüzden de senin kutlama işi iyice suya düştü.
Sevgiler

Dört Yapraklı Yonca dedi ki...

Sem'in blogunda dolaşırken benim yorumuma yazdığın cevaba ve diğer yorumlara ulaşınca ben de puzzle'ın parçalarını birleştirdim sayılır:))

Jüpiter'in babası Ori :)

Sevgisini bu kadar güzel dile getiren insanlarla birlikte olmayı diledim kendim ve diğerleri adına.

sema dedi ki...

Ahhh ne diyeyim, iyi ki senin gibi insanlar hala varlar. Yüreği güzel, kalemi güzel, kendi güzel insanlar. En az oğlu kadar güzel ve yakışıklı insanlar:-)

sema dedi ki...

Arkadaşım, yukarıdaki son yorum şahsıma aittir... GÖKYÜZÜ:-)