O yaz nasıl olduysa kasabadan ayrılmayı başarmıştık. Daha doğrusu ben başarmıştım. Teyze oğlum ve dayı oğlum zaten İzmir’e gitmek için izinlerini, harçlıklarını dahası otobüs biletlerini bile almışlardı. Babamı ikna edip izin almam hiçte kolay olmamış ama sonuçta olurunu da almıştım. Kasabada sattığım sakız, pide gibi ufak şeylerden elde ettiğim kazançta bunda tabi ki etkili olmuştu. Yoksa harçlık alma vakti geldi mi, O’nu ara ki bulasın.
İzmir’e gitme nedenimizin aslı ne akraba ziyareti, ne deniz, ne de futbol maçıydı. Üçümüz de fuarı gezmeye gidiyorduk. Duyduklarımıza göre orada bambaşka bir dünya vardı. Çarpışan arabalar, güldüren aynalar, dönme dolap, korku tüneli, paraşüt atlama kulesi, sirk ve daha bir sürü şey fuar alanındaydı. Hatta birçok sanatçıyı da izlemek mümkündü. Yaş ortalamamız 15 boy ortalamamız da bu ortalamanın yanına bir sıfır eklersek aşağı yukarı doğruya yakın olurdu. Hani daha kavak yelleri bile esmek bir yana başımıza değmiyordu.
Otobüsten iner inmez bizimkiler bir otel yerleştiler, ben de Balçova’da oturan amcama kendimi zorunlu misafir saydırdım. Sonrası gün fuar kapısında buluşup soluğu içerde almıştık. Fuarın altını üstüne getirmiş vaktin nasıl geçtiğini anlayamamıştık. Zaman su gibi akıp geçmiş akşam olmuştu. Gitmeden benim isteğimle uğradığımız sirk ise biraz pahalı gelmiş paramız da azaldığından, yarına daha paralı bir şekilde buluşmak üzere ayrılmıştık. Ayrıldık ama benim aklım sirkte kalmıştı. Cebimde 35 lira vardı. Sirk 30 lira Çankaya _ Balçova minübüsü 2,5 liraydı.
Geri döndüm ve elimde bir simitle sirke girdim. İyi ki de girmişim. Gördüklerim inanılır gibi değildi. Trapez gösterisi, ip cambazı, aslanlar, filler, atlar, köpekler her biri başka güzellikte gösteri yapıyorlardı. Sirk bittiğinde saat 01,30’u gösteriyordu. Hemen minibüslerin kalktığı yere ulaştım ama son minibüs az önce kalktığından benden başka yolcu yoktu. Bir saatten az bir zaman bekledikten sonra nihayet araç doldu ve şoför yerini aldı. Anahtarı çevirmeden önce içeri sesledi “ Beyler Ücretler 7,5 liradır”.
Duyduklarım inanılır gibi değildi. Son param 2,5 lira olduğundan hemen indim. Yapacak bir şey yoktu. Balçova’ya kadar yürüyemezdim. Geri dönüp yine fuarın Basmane Kapısı önüne geldim. Ooo herkes benim gibi parasız kalınca minibüsten inmiş buradaydı. Kimi bank üzerine oturmuş, kimi de çimenlerin üstünde yatar durumdaydı.
Bende öyle yorgundum ki amcam merak eder endişemi birden üstümden atmış pırıl pırıl yıldızlarıyla gökyüzünü üzerime çekip çimenlere uzanıvermiştim.
İzmir’e gitme nedenimizin aslı ne akraba ziyareti, ne deniz, ne de futbol maçıydı. Üçümüz de fuarı gezmeye gidiyorduk. Duyduklarımıza göre orada bambaşka bir dünya vardı. Çarpışan arabalar, güldüren aynalar, dönme dolap, korku tüneli, paraşüt atlama kulesi, sirk ve daha bir sürü şey fuar alanındaydı. Hatta birçok sanatçıyı da izlemek mümkündü. Yaş ortalamamız 15 boy ortalamamız da bu ortalamanın yanına bir sıfır eklersek aşağı yukarı doğruya yakın olurdu. Hani daha kavak yelleri bile esmek bir yana başımıza değmiyordu.
Otobüsten iner inmez bizimkiler bir otel yerleştiler, ben de Balçova’da oturan amcama kendimi zorunlu misafir saydırdım. Sonrası gün fuar kapısında buluşup soluğu içerde almıştık. Fuarın altını üstüne getirmiş vaktin nasıl geçtiğini anlayamamıştık. Zaman su gibi akıp geçmiş akşam olmuştu. Gitmeden benim isteğimle uğradığımız sirk ise biraz pahalı gelmiş paramız da azaldığından, yarına daha paralı bir şekilde buluşmak üzere ayrılmıştık. Ayrıldık ama benim aklım sirkte kalmıştı. Cebimde 35 lira vardı. Sirk 30 lira Çankaya _ Balçova minübüsü 2,5 liraydı.
Geri döndüm ve elimde bir simitle sirke girdim. İyi ki de girmişim. Gördüklerim inanılır gibi değildi. Trapez gösterisi, ip cambazı, aslanlar, filler, atlar, köpekler her biri başka güzellikte gösteri yapıyorlardı. Sirk bittiğinde saat 01,30’u gösteriyordu. Hemen minibüslerin kalktığı yere ulaştım ama son minibüs az önce kalktığından benden başka yolcu yoktu. Bir saatten az bir zaman bekledikten sonra nihayet araç doldu ve şoför yerini aldı. Anahtarı çevirmeden önce içeri sesledi “ Beyler Ücretler 7,5 liradır”.
Duyduklarım inanılır gibi değildi. Son param 2,5 lira olduğundan hemen indim. Yapacak bir şey yoktu. Balçova’ya kadar yürüyemezdim. Geri dönüp yine fuarın Basmane Kapısı önüne geldim. Ooo herkes benim gibi parasız kalınca minibüsten inmiş buradaydı. Kimi bank üzerine oturmuş, kimi de çimenlerin üstünde yatar durumdaydı.
Bende öyle yorgundum ki amcam merak eder endişemi birden üstümden atmış pırıl pırıl yıldızlarıyla gökyüzünü üzerime çekip çimenlere uzanıvermiştim.
7 yorum:
Derhal anılarım diye bir kitap yazmanı isterem
neval
Eee ne demiş atalarımız ayağını yorganına göre uzatacaksın. Şimdi o yıldızlar yanlız çekilmiş midir? Ama daha kavak yelleri olayına girilmediğine göre yıldızları seyredecek birine de ihityaç duyulmamıştır heralde:))
Yazılar çok güzel eline sağlık..
çok güzel olmuş.harika bir hayat ne güzel.anılarının devamını okumak için sabırsızlanıyorum.böylece kayınçomu daha iyi tanıyacağım beyzo
şimdiye kadar yazdıklarının hepsi çok güzel...umarım devamınıda görürüz, özellikle yöre şivesiyle anlatabilmen bir ayrıcalık bence.
Gördünmü ne kadar ciddi yorumlar yaptm, ilave olarak şu dat diri domu merak ettim, bak devamı şöyle:
elindedir baglama kara gozlum aglama
o gunku sozlerimi cavur annene soyleme
haydin de emmim dayim gurudu guyun suyun
ben ablani alicem enisten olcem gayin
hop diri diri dat diri dit diri dom
ben yarimi seviyom
sari cizme giyelim bizim dama girelim
annen buban duyarsa tay bosanmıs diyelim
hop diri diri dat diri dit diri dom
ben yarimi seviyom
valla çok duygulu bir türkü bu:)sende özel bir anısı varmı merak ettim şahsen..
Tekrar ellerine ve yüreğine sağlık olsun...
Gülay
Güzel yazin neleri merak ettirdi biliyormusun? Fuardami yoksa o gece çimenlerin üzerinde yatarken mi daha cok yıldız gördün? Yoksa Kastamonu'da dağın başında gecenin bir yarısında mahsur kaldığında mı? Birde gördüğün yıldızların resmini cektin mi?:) Çektinse bu yıldızları sayfalarında görmek mümkün mü? Çok mu soru oldu?:)
mutluluk bu işte.çok güzeldi.insan istekleri uğruna herşeyi göze alabilmeli.yüreğinize sağlık..
arzu
senin satış yaparak kazandığın parayla abiçiğim benide fuara götürmüştün o aklıma geldi çok güzel bir hatıra hiç unutmayacağım sağol teşekkürler
Yorum Gönder